25 Haziran 2024, 18:54 tarihinde eklendi

İstanbul Hükümeti ya da Ankara!

İstanbul Hükümeti ya da Ankara!

İstanbul Hükümeti ya da Ankara!

Toplumun bireyler toplamı olmadığını bilmek ancak onun tarihsel, siyasal ve kültürel her tür sistemik işleyişi ifade ettiğini ve bu sistemik işleyişin dinamiklerini anlayabilme çabasını gerektirir… Birey ise bu tanımlı topluma unsur zaviyesinde işlerli ve ancak bir kaynak ve/veya bir sonuç olduğunu anladığında varoluşuna dair bilgi edinebiliyor; fakat konu bilgi edinmekle neticelenmiyor…

Bireyin yıkımı ve varoluş tahkimatı toplum kaynaklıdır; fakat toplumu ne kadar bildiği değil, toplumu “varoluşuna dönük” ne kadar bildiği konusu oluyor bu!

Anlattığımız bu toplum ile birey arasında dinamik ve çift taraflı bir ilişki vukudur; bu işleyişin hangi yönde bireyi yıkıma götüreceği veya hangi yönde varoluşa eşgüdüm göstereceği konusu asıl birey işidir.

Ve bunu fark edemeyen her birey, “vatanı kurtaracak kalibre” içinde olamayacaktır.

Bu kalibre hayatın her yanındadır ve hatta uykunuzdadır; çünkü kimileri daha şerefli uyur!

Kimileri ise uykunuzu bozar ve millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir sözü vuku olur ve ki sizin bunu bayrak ve postal işgaline bağlamanıza lüzum olmaz; ya İstanbul Hükümetisinizdir ya da Ankara!

*Söz, Mustafa Kemal Atatürk

Uğur Terkek

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *